18 Ekim 2016 Salı

YUSUFLU KÖYÜ (EGE KÖYLERİ GEZİSİ 6)



12 Nisan 2016

YUSUFLU KÖYÜ

İzmir’in Bayındır ilçesine bağlı bir köy Yusuflu. İzmir’den  83 Km ve 1 saat 10 dk uzaklıkta. Hakkında çok bilgi yok. Eski bir rum köyü olmasından başka. 



Bu köyden haberim, facebook üzerindeki bir reklam vesilesiyle oldu. Haftasonları kahvaltı ve günlük kiralanan, restore edilen bir köy evi reklamı idi. Köyleri, özellikle korunmaya çalışılan, köyleri gezmek üzere yola çıktığım için, bu bilinmez yeri de görmek istedim. Nerede olduğunu incelemiş ve gezi listeme eklemiştim. Genelde günlük gezi planıma iki ya da en fazla üç köy koyduğum için, Tire ve Birgi yolu üzerinde olması benim için çok iyi bir tesadüf oldu.  

Bayındır ilçesi çiçekçilik ve çiçek seraları ile ünlü bir ilçe ve her yıl Mayıs’ta Bayındır Çiçek Festivali oluyor. Bu yıl 7 Mayıs’ta ve benim programıma uymadı. Yol boyunca çiçekçiler arasından geçtik. Yol neredeyse, begonvilli bir koridor gibiydi. Ana yetiştiricileri olduğu için fiyatları çok ekonomikti. İstanbul’da hele de Çatalca gibi kışın soğuk olan bir yerde yaşamasının zor olduğunu bildiğim halde, yine de belki yaşatabilirim, kışın korurum, sararım diyerek üç renk begonvil aldım. Şu anda birini bahçenin en korunaklı bir yerine diktim. Diğer ikisini de saksıda büyütüyorum. Ortama alıştılar, yeni çiçeklerini açtılar. Önemli olan kışı geçirip seneye kalıp kalamayacakları tabi.



Bayındır yolu üzerinde, bir ekoköy projesi tabelası dikkatimizi çekti. Tam da son zamanlarda ilgilendiğim konu olduğu için durduk, inceledik, çalışanlarla sohbet ettik. Çok sıcak karşılandık. Bir kosgeb projesi. Aslında yapılmak istenen, ekoköy adı ile çok örtüşmüyor. Ekoköy tamamen başka bir şey aslında. Burası daha çok günübirlik bir dinlenme tesisi. Ağaçlandırmalar, hayvanat bahçesi, özel tematik alanların insaası yapılıyordu henüz. Ama hizmete başlamışlar, çaylarını içip ayrıldık.

 



Zeytinlikler içinden geçerek Yusuflu Köyüne geldik. 
Daha önce, reklamını gördüğüm bir tesise mesaj atmış, geleceğimizi bildirmiştim ama genelde bu mevsimde haftasonları açık olduğu ve sahipleri orada olmadığı için kapalı olduğunu söylediler. Üzüldüm ama yine de rotamı değiştirmeyip köyü görmeye gittik.



Bir köyde yapabileceğiniz özel bir şey yoksa, turistik bir faaliyet, turistik bir yer yoksa, görüşeceğiniz bir kişi yoksa, bir köye gidip sokaklarında dolaşmak çok rahat bir durum değil. Köylüler alışık değilse, bundan onlar da rahatsız olabiliyor. Fotoğraf çekmeniz onlara ilginç geliyor ve meraklı gözler üzerinizde oluyor. 

Yusuflu köyü de henüz çok bilinmediği için,  sakinleri de yabancılara çok alışık değiller diye tahmin ediyorum. 

  

Köyün içinde gezerken, taş evleri restore eden bir ustaya rastladık. Usta kendi amirinden izin alarak bizi gezdirdi. O usta bizim Yusuflu Köyündeki rehberimiz oldu. Köyde yaşayan ev sayısı 15 civarı imiş ve nüfus yaşlılardan oluşuyormuş. Zaten bu sebeple sokaklar çok boş. Yusuflu Köyünün taş evlerinin çoğu yıkık, eski ve kullanılmıyor.
  

Buraya İstanbul’dan gelip yerleşen birinin evleri restore ettiğini okumuştum internette. Evler yıkılan evlerin taşları ile orijinal şekilde restore ediliyor. Zeytinperisi evleri bu evlerden. Çok sevimli ve güzel görünüyorlar.

 

 

Şu an için, hafta sonları rezervasyonla açık olan bir restoran inşa edilmiş. Restoran binasının içi güzel dekore edilmiş, sıcak bir ortam oluşturulmuş. Keyifli görünüyordu. Kapalı olmasa idi bir kahve içmek isterdim. Başka bir



Şu an çok bilinmese de, restore edilen taş evlerin sayısı artıp, ziyaretçilere açıldıkça, muhtemelen ileride zeytinlikler içinde, doğal bir köy ortamında, bir taş evde tatil geçirmek isteyenler için tercih edilebilir bir yer olacaktır.

Tire’nin Salı günleri kurulan pazarı meşhur olduğu için, bu bölgeyi gezmeyi Salı gününe ayırmıştım. Yusuflu’dan ayrılıp, Tire’ye doğru yola çıktık.

Yusuflu Köyünden seçtiğim fotoğraflar;

   

  


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.