26 Nisan 2015 Pazar

ÜRETMEK İNSANA MÜTHİŞ BİR BAŞARMA DUYGUSU YAŞATIYOR.

Benim öyle müthiş yazı yazma yeteneğim yoktur. Sadece çok odaklanır ve duygu yoğunluğu yaşarsam yazma konusunda kendimi kaybedebilirim. Ama genelde bu duygu yoğunluğunun olmadığı zaman da yazdığım bu yazıyı okuduğumda abartılı bulur ve beğenmem. Bu nedenle de blog yazılarında çok ağır ilerliyorum.

Geçen süreçte, lavanta tohumlarımı henüz çiçek haline getiremedim. Bazıları filizlendi, bazılarını yabani ot sanarak temizledim ama sonra anladım ki, filizleri bilmeden koparmışım. Tabi bunun farkına varmam benim için çok büyük şok oldu. O kadar narinler ki, kalanları yaşatmak için özel gayret gösteriyorum. Yokluğumda kurur ya da çok sulanır diye kimselere emanet edemeyip, İstanbul-Çatalca arası yanımda getirip götürüyorum. Bu komik bir durum yaratıyor ama, kutuya koyduğum kapları özenle arabaya zarar görmeyecek şekilde yerleştirip taşıyorum. Hava sıcaklığının inip çıkması nedeniyle, gece eve alıp gündüz güneşe çıkarıyorum. Bütün çabama karşılık bir kaç çeşit bile olsa tohumdan farklı lavanta üretebilirsem çok mutlu olacağım.

Üretmek gerçekten insana müthiş bir başarma duygusu yaşatıyor. Bir demet maydonozu 1 TL vererek alabiliriz ama kendi ürettiğimiz maydonozun değeri paha biçilmez ve lezzette oluyor. Ve mutlaka gururla bunu ben ürettim, benim bahçemden demek istiyorsunuz.
Hediye ettiğim lavanta keselerinde ya da lavanta buketlerinde mutlaka bahçemden, ben yetiştiriyorum demekten bıkmıyorum. İnternet sitemden alışveriş yapan herkesin paketine istisnasız lavanta koyuyorum. Bu beni mutlu ettiği gibi, paket açıldığında mis gibi lavanta kokusu huzur, mutluluk versin istiyorum. Genelde lavanta kokulu paketlerim benimle özdeşleşti.