BİR TARİH KASABASI "BİRGİ"
TARİHİN İÇİNDE BİR YÜRÜYÜŞ
Tire’den yola çıktığımızda, Birgi’ye vardıktan kısa bir süre sonra havanın kararmış olacağını tahmin ettiğimiz için, Ödemiş’i atlayarak rotamızı direkt Birgi’ye çevirdik. Birgi’ye gitmek için Ödemiş içinden geçiyorsunuz. Bozdağların yamaçlarında Ödemiş’e bağlı bir yer Birgi. Ortasından geçen Birgi çayının iki yanındaki yamaçlara yerleşmiş konumda.
İzmir-Birgi arası 123 Km ve araçla 1 saat 50 Dk sürüyor. Biz Tire’den 42 km seyahatle 50 dakikada Birgi’ye vardık. Birgi’ye giderken çok büyük fidan ve ağaç üretimi, satışı yapılan yerlerden ge çtik. Gerçekten aşağıdaki mazıların görüntüsü gibi çok etkileyici görüntülerle karşılaşınca, durup fotoğraf çekmeden yapamadık.
Teyzeyi yolcularken:) |
Ödemiş içinden geçerken, yaşlı bir teyze bize otostop yaptı, yakın zamanda ameliyat olduğu için yürümekte zorlandığını, minibüs de geçmediği için onu evinin sokağında indirmemizi rica etti. Beklemediğimiz bir şeydi. Arabada hoş bir sohbet yaptık. Bizi tanımaya çalıştı. Nerden geliriz nereye gideriz:)
O anlarda kendimizi, herkesin birbirine güvendiği eski zamanlarda hissettik:) Güzel bir duyguydu.
Bozdağ yamacındaki Birgi'ye yokuş bir yoldan çıktık. Nasıl bir yer ve ortamla karşılaşacağım hakkında hiçbir fikrim yoktu. İnternette Birgi evlerinin methini ve turizm yönünden geliştiğini okumuştum. Bu zamana kadar nasıl duymadım, benden kaynaklı mı, tanıtım eksikliği mi bilmiyorum ama okuduğum bloglarda genelde ziyaret edenler ilk karşılaşmaları için benzer ifadeleri kullanmışlar. Unesco-Dünya Kültür Mirası Listesine Aday olan, 1990 yılında sit alanı ilan edilen ve koruma altına alınan bu yerden muhtemelen adını duymuş olsa bile nasıl bir yer olduğu hakkında Türkiye’de çok kişi bihaber. Bilinmemesinde, ülkemizdeki tatil anlayışından kaynaklı tercihler olabilir.
Birgi şu anda küçük bir yerleşim yeri olmasına rağmen, tarihi, tarihteki yeri ve konumu çok önemli. Birgi bir tarih kasabası. Tarihe meraklı kişiler için bir cennet. Birgi’ye gittiğinizde genel bir bilgi edindikten sonra, internette detaya indiğinizde müthiş hikayelerle karşılaşıyorsunuz. Camiler, medreseler, mezarlar, hamamlar, kervansaraylar gibi çok sayıda tarihi yapı bulunuyor. Girişte, kasaba içindeki tarihi yapıların listesi ve haritasını gösteren bir pano var. Panoya baktığınızda bile bu küçük kasabada bu kadar yapı olmasına şaşırıyorsunuz.
Birgi'ye girişte sizi Aydınoğlu Mehmet Bey heykeli karşılıyor.
Daha detaylı bilgi için;
http://www.odemisbirgi.com/konaklar-2/birgi-tarihcesi/
http://www.birgi.org/
Bir yere gittiğimde ağaçların ne kadar eski, gövdelerinin ne kadar kalın olduğuna hep bakarım. Koca çınarların, kocaman çam ağaçlarının ve diğer türdeki büyük ağaçların olduğu meydanlar, yollar hep etkileyici, değerli olmuştur benim için. Birgi de tam böyle bir yer. Birgi’ye girdiğinizde farklı bir yer olduğunu hissediyorsunuz. Yüksek kocaman ağaçların arasında yürüyorsunuz, kocaman ağaçların altında oturuyorsunuz.
Nisan ayı olması sebebiyle kasaba boştu. Yazın sokaklar daha kalabalık oluyormuş. Arabamızı girişe park ettiğimizde, el dokumaları ile ilgili bir afiş gördüm. Tire, Ödemiş bölgesi dokumaları ile ünlü bir yer. Benim de çok sevdiğim bir konu olması nedeniyle, soruşturduğumda saatin geç olması nedeniyle kapalı olduğunu söylediler. Zaten birçok tarihi yer ve ticari mekan da kapalı idi. Mekanların açık olduğu ve ziyaretçilerin olduğu bir zamanda nasıl bir ortam olduğunu merak ettim doğrusu. Çünkü sadece sürekli yaşayanların bulunduğu sakin bir Anadolu kasabası hali vardı. Bildiğimiz turistik Ege beldelerinden farklı bir ortama sahipti. Kendi açımdan fotoğraf çekimleri için böyle sakin zamanları tercih etsem de, böylesine zengin tarihi ve görsel zenginliği olan bir kasabanın her dönem ziyaretçisi olmalı.
Tarihi Meydan Kahvesi
Dönem mimarisinin örnekleri ile dolu bir yer Birgi.
Birgi girişinde bulunan, en önemli eserlerden biri Ulucami de denen Aydınoğlu Mehmet Bey Cami, saat nedeniyle gezebildiğimiz tek tarihi yapı oldu. Cami imamı, alıştığı için sanırım, bir rehber gibi bize camiyi, detayları anlattı, tanıttı.
Turkuaz Mihrap |
Farklı cami tavan yapısı |
Cami tavan yapısı, bildiğimiz tavanlardan farklı idi. Kubbeli bir yapı değil. Sadece mihrap üzerinde kubbe var. Bunu özellikle belirtiyorlar. Ve çok sütunlu bir iç yapısı var.
Ayrıca minare yeri diğer camilere göre farklı imiş.
Ağaç işçiliği açısından cami kapıları muhteşem. Aslında iç panjur gibi bir işlevi var.
Minber Kapısı |
Cami içinde 250 yıllık saat |
![]() |
Fotoğraf kaynak:http://www.erolsasmaz.com |
http://www.milliyet.com.tr/birgi-ulu-camii-nin-calinan-minber-kapisi-ingiltere-den-nasil-getirtildi-/ekonomi/ekonomiyazardetay/05.02.2012/1498219/default.htm
Camideki çok değerli 250 yıllık saat gül ağacından yapılmış ve İzmirli bir Rum ustanın adı yazılı. Sarkacı ise Osmanlı armalarından birinden yapılmış.
Başka camilerde olmayan, rastlanmayan bir detay da cami duvarında bir aslan heykelinin bulunması. Aslan heykelinin bulunması ile ilgili değişik rivayetler var. Bir antik yapıdan alınıp, yerleştirildiği, gücü simgelediği için yerleştirilmiş olabileceği gibi. Ama ne zaman yerleştirildiği hakkında bir bilgi yok.
Cami adeta bir müze gibi kendi yapısal değeri yanında çok özel bu detaylara da sahip.
Evreni simgeleyen minber muhteşem. İşçiliğin yakından çok daha etkileyici olduğunu söylemeliyim.
Kündekari denilen (Çivisiz-tutkalsız geçme tekniği) bir işçilik ile yapılmış.
Selçuklu dönemi, Konya'daki camilerde sıkça kullanılmış.
Cami içine merdivenle inerek giriyorsunuz. |
Caminin büyük ağaçlı bahçesinden, Birgi çayının diğer yamacında restore edilen evlerin görüntüsü gün batımında çok güzeldi. Koruma altına alınan ve turizm etkisi olan diğer yerler gibi Birgi’de de bu eski evler çok değerlenmiş. Hala restorasyon yapılan evler ve yıkık dökük yapılmayı bekleyen evler bulunuyor.
Hava kararmadan bütün Birgi'yi görebilmek için hızla yürüyüşe geçtik.
Birgi’nin tepesinde büyük çamlık bir alan bulunuyor. Birgi tarihinde önemli bir yeri olan İmam Birgivi medresesi burada. Birgi'ye sonradan gönderilmiş, Ama burada önemli çalışmalar yaptığı için Birgili ya da Birgivi adıyla anılıyor. Aynı zamanda Birgi mezarlığı ve Tarihi kişiliklerin mezarları da burada. Bakımı iyi yapılmış bir alan ve bu alanda piknik, gezi alanı var.
İmam Birgivi Medresesi |
Medresenin bulunduğu bu tepeden, Birgi Çayının diğer tarafına geçip, restore edilmiş Birgi evlerinin olduğu cadde boyunca aşağıya yürüdük, fotoğraf çektik.
Bir kenarında çay, diğer kenarında cafe, butik oteller ve Birgi evlerinin olduğu, yüksek ağaçlar altında çok güzel bir yürüyüş yolu. Artık iyice hava kararmış, ışıklandırılmış Birgi çok daha gizemli olmuştu. Bu halini görmek de ayrı güzeldi. Bu yolu aydınlık başlayıp, güneş battıktan sonra sokak lambaları ve gökyüzünün çok güzel alacakaranlığı altında yürüyüp tamamladık.
Bu yol üzerinde müze haline getirilmiş 1761 yılında yapılmış Çakıroğlu Konağı var. Ama ne yazık ki geç kaldığımız için kapalıydı içini göremedik. Birgi’nin en önemli ziyaretçi ağırlayan mekanlarından biri. Çakıroğlu’nun İzmir’li ve İstanbul’lu eşlerinin memleket özlemlerini gidermek için duvarlara yaptırdığı İzmir ve İstanbul görüntüsü konağın ilgi çeken özelliklerindenmiş. Fikir vermesi açısından internette bulduğum fotoğraflardan;
![]() |
Çakırağa Konağı |
![]() |
Çakırağa Konağı İstanbul Odası |
![]() |
Çakırağa Konağı İzmir Odası |
Çakırağa Konağı Fotoğrafları Kaynak; http://www.birgi.org/
Birgi sokaklarında tarihle iç içe bir yürüyüş yapıyorsunuz. Tarihi yapılar arasında, restore edilmiş, otantik küçük oteller ve cafeler.. Yürüyüş güzergahımda, restore edilmiş tarihi bir yapı ile karşılaştım. Gerçekten alacakaranlıkta, ışıklandırmaları ile bütün yapılar etkileyici idi. Katip Çelebi Üniversitesine bağlı bir meslek yüksek okulu imiş. Karşı tarafında tarihi kubbeli hamam.
Katip Çelebi Üniversitesine bağlı bir bölüm |
Tarihi Hamam |
Mor salkım zamanı Şirince'deki gezim gibi, Birgi'de de mor salkımın tarihi yapılar içinde güzellikleri arasında yürüyüp, Birgi çayı üzerindeki küçük köprüden karşıya geçip tekrar gezimizin başladığı yere döndük. Artık hava iyice kararmıştı. Ödemiş ve yarım kalan, tarihi eserleri yeterince göremediğimiz, inceleyemediğimiz Birgi’ye daha sonra tekrar gelebilme dileğimizle İzmir’e dönüşe geçtik.